Mimar,otelin Endülüs tarzı bir "Hacienda" olarak tasarlandığını ve yemyeşil bir avlu, çeşmelerden akan suyun yumuşak şırıltısı ve onu çevreleyen kemerler gibi bu estetiğin tüm karakteristik unsurlarını bünyesinde barındırdığını söylüyor. Türkiye'nin Ege kıyısındaki lüks bir kasabada yer alan bu butik otel, mimarın Akdeniz kökenlerini çağrıştıran renkli dünyasıyla uyumlu, bir lüks deneyimi sunuyor. Seramik ve karolar incelikle ve uyumlu bir biçimde kullanarak, Wes Anderson sinematografik eserlerine yakışır görsel atmosferler yaratıyor. Her oda, yerel mermerle döşenmiş, zarif kemerli ahşap Fransız kapılarla süslü bir cepheye sahip büyüleyici avluya bakmaktadır. Projenin hayata geçirilme hızı, mimar ve uygulama ekibi arasındaki örnek işbirliğinin sonucudur ve bu da oteli şehrin mimari panoramasında vazgeçilmez bir referans haline getirir.
